Eşsiz kokusuyla bilinen gül suyu, gülün taç yapraklarının damıtılması sonucunda elde ediliyor. Gül suyunun tarihçesine bakıldığında damıtma yöntemi ile ilk olarak İranlılar tarafından elde edildiği biliniyor. Doğal içeriğe sahip olan gül suyu, kozmetik ürünlerinin vazgeçilmezi oluyor. Ülkemizde ve dünyada sıklıkla kullanılan gül suyu kozmetik başta olmak üzere; sağlık ve gıda sektöründe de yerini alıyor. Yiyecek ve içeceklere lezzet katan gül suyu, nefis ve ferah tadı ile öne çıkıyor. Sağlık sektöründe gül suyu kullanımına bakıldığında ise, vücuda sayısız faydası bulunması nedeniyle ilaç yapımında kullanıldığı görülüyor.
Besleyici ve canlandırıcı etkiye sahip olan gül suyu, kozmetik ürün üretiminde kullanılıyor. Gül suyu üretimi sırasında gül çeşitlerinden birisi olan Mayıs gülü tercih ediliyor. Gül çeşitlerinin tamamından elde edilemeyen gül suyu, tadı ve kokusu ile herkesi kendine hayran bırakıyor. Gülün taç yapraklarına uygulanan damıtma işlemi sayesinde gül bitkisinden farklı ürünler elde ediliyor. Damıtma sayısı, gülden elde edilecek ürün çeşidinde belirleyici rol oynuyor.
Örnek vermek gerekirse, gülün taç yapraklarının su buharı ile bir kez damıtılması halinde gül yağı ortaya çıkıyor. Gül suyu üretilebilmesi için ise, gül yapraklarının ikinci kez damıtılması gerekiyor. Diğer bir ifade ile, gül yağı üretiminde gülün yapraklarına 1 kez damıtma yapılması yeterliyken; gül suyu için yapraklar 2.kez damıtılıyor. Kullanıcıların ferah ve aydınlık cilt görünümü için, gül suyunu cilt bakım rutinlerine eklemeleri öneriliyor.
Farklı kullanım alanları bulunan gül suyu, kullanıcılara birçok fayda sağlıyor. Cilt üzerinde onarıcı etkiye sahip olduğu bilinen gül suyu, sivilce ve akne sorunlarının önüne geçiyor. Cilt bakım rutininize tonik olarak eklemeniz halinde, cilt üzerinde yüksek nemlendirme sağlıyor. Cildinizin sahip olduğu pH değerini dengeleyici özelliğe olan ürün, kuruluk ve pullanma sorunlarına da iyi geliyor. Düzenli ve doğru miktarda uygulandığında cildinizi fazla yağlardan arındırıyor. Leke ve gözenekleri küçültücü özelliği bulunan gül suyu, cilt tonunun eşitlenmesine yardımcı oluyor.
Aşırı hassas ve hassas cilt tiplerinde görülen kızarıklık ve tahriş sorununun önüne geçiyor. Kırışıklık ve çizgi görünümünü de azaltan gül suyu, antioksidan olması nedeniyle yaşlanma karşıtı ürünlerin içerisinde yer alıyor. Egzama, sedef ve gül gibi cilt hastalıklarına karşı cildi yatıştırdığı görülüyor. Tüm cilt tiplerine uygun olan gül suyu, göz altında meydana gelen şişlik ve morlukları azaltıyor. Güneşin zararlı ışınlarından dolayı bireylerin cildinde oluşan yanıklara da iyi geliyor. İltihaplanmayı önleyen gül suyunun hücre yenileyici olduğu biliniyor.
Saç bakım rutinlerinde gül suyu kullanılması durumunda saç köklerini güçlendirdiği görülüyor. Kepek oluşumunu önleyen gül suyu, cansız ve mat saç görünümünü iyileştiriyor. Gül suyunun hafıza üzerinde de etkisi olduğunu biliyor muydunuz? Aromaterapi içerisinde gül suyu hem hafızayı güçlendiriyor hem de konsantrasyonu artırıyor. Gıda ürünleri içerisinde kullanılması durumunda içeriğindeki zengin mineraller sayesinde vücuda fayda sağlıyor.
Kullanıcıların gül suyunu dışarıdan satın alabilecekleri gibi; evde gül suyu yapmaları da mümkün oluyor. Evde doğal gül suyu yapımında tencere, süzgeç, şişe, yarım bardak taze gül yaprağı ve 5 bardak su kullanılıyor. Kullanıcıların belirtilen malzemeleri edinmelerinin ardından doğal gül suyu yapımına geçiliyor. Evde doğal gül suyu yapılırken önce yüksek ateş ardından da en kısık ateş kullanılması büyük önem taşıyor. Gül suyu yapımının ilk aşamasında taze gül yaprakları ve su tencere içerisine alınarak kapağı kapatılıyor.
Kaynama aşamasına gelene kadar tencerenin yüksek ateşte tutulması gerekiyor. Kullanıcıların kaynamaya başlayan tencerenin altını kısmaları ile ikinci adım tamamlanıyor. Tencerenin en kısık ateşte 10 dk tutulmasının ardından ateşten alınması gerekiyor. Tencere kapağının açılmadan soğumaya bırakılması da önemli detaylar arasında yer alıyor. Soğuma işleminin ardından bir sonraki adımda süzgeç yardımıyla su gül yapraklarından arındırılıyor. Pürüzsüz olması için elde edilen gül suyunun, gül yapraklarından iyice temizlenmesi gerekiyor. Ayrıştırma işleminden sonra gül suyu şişe içerisine alınıyor. Gül suyunun normale kıyasla uzun süre dayanması için, buzdolabında saklanması öneriliyor. Buzdolabında saklanmaması durumunda ise, kullanıcıların birkaç gün içerisinde elde ettikleri gül suyunu kullanmaları gerekiyor. Buzdolabı içerisinde saklanılan ürün, birkaç hafta boyunca ilk tazeliğini koruyor.
Kozmetik sektöründen sağlığa, gıda sektöründen aromaterapiye kadar farklı alanlarda gül suyu kullanıldığı görülüyor. Doğal ve sağlıklı yapısı sayesinde bireylerin hem cilt hem de vücut sağlığına etki ediyor. Cilt ve vücut bakımında sıklıkla tercih edilen gül suyu, kozmetik ürünlerinin içeriğinde yer alıyor. Krem ve tonik üretiminde kullanılan ürün, kullanıcıların istediği cilt görünümüne sahip olmasını sağlıyor. İlaç yapımında da kullanılan gül suyunun tüylenme sorununa yol açtığına yönelik kanıtlanmış bilgi bulunmuyor. Yatıştırıcı ve nemlendirici özelliğe sahip ürünün, düzenli ve yeterli miktarda uygulanması gerekiyor. Kuru, yağlı, karma ve normal cilt tipine sahip kullanıcılarda herhangi bir soruna yol açmıyor.
İltihaplanmayı önleyen gül suyu, cilt yüzeyinde meydana gelen kızarıklık ve tahriş görünümünü de azaltıyor. Cilt ve vücut bakımında kullanılan gül suyu, kızarıklık ve cilt tahribatını önlediği için aydınlık görünüm sağlıyor. Cildin normale kıyasla parlak ve canlı görünmesi, düzenli gül suyu kullanımıyla mümkün oluyor. Mat ve cansız görünen cilt yüzeyini iyileştiren gül suyunun cildi beyazlattığına yönelik herhangi bir bilgi bulunmuyor. Siyah nokta ve sivilce oluşumunu engelleyen gül suyu, kullanıcılara daha iyi bir cilt görünümü vadediyor.
Kullanıcıların dışarıdan gül suyu satın alırken orijinalliğine dikkat etmesi gerekiyor. Hazır olarak satılan her gül suyunun doğal olmadığı bilinirken; doğal gül suyunun anlamanın bazı püf noktaları bulunuyor. Doğal olan gül suyunun kokusunun kısa süre içerisinde kaybolduğu görülüyor. Gül suyu içeriğinde bulunan katkı maddeleri kokunun kalıcılık süresini uzatıyor. Gerçek gül suyunu anlamanın bir diğer püf noktası ise, keskin kokuya sahip olmaması olarak biliniyor.
Sentetik gül suyu çeşitlerine kıyasla doğal gül suyunun keskin kokusu bulunmuyor. Kullanıcıların gül suyu satın alırken keskin kokuya sahip ürünleri tercih etmemeleri öneriliyor. Gerçek gül suyunun göze temas etmesi halinde herhangi bir yakmaya neden olmadığı görülüyor. Gerçek gül suyu ve sentetik gül suyu kıyaslandığında gerçek gül suyu hoş tadıyla öne çıkıyor. Ürün seçimi esnasında tadına baktığınızda rahatsız etmemesi durumunda gerçek gül suyu olduğu anlaşılıyor. Gerçek gül suyunu anlamanın bir diğer yolu ise, görünüm olarak biliniyor. Doğal gül suyunun renk içermediği şeffaf olduğu bilinirken; sentetik gül suyu çeşitlerinin pembe renkli olduğu görülüyor.
Cilde uygulanabilir yapıda üretilen gül suyu, kozmetik ve sağlık sektöründe kullanılıyor. Gıda sektöründe ise yiyecek ve içeceklerde kullanılan gül suyu, kokusu ve tadıyla öne çıkıyor. İltihaplanmayı giderici özelliğe sahip olan gül suyu, doğal olması halinde rahatlıkla tüketilebiliyor.
Boğaz ağrısı ve soğuk algınlığı bulunan bireylerin içilebilir gül suyu tercih etmeleri gerekiyor. Gül suyu içmenin sinir ve stresi azaltıcı etkisi de bulunuyor. Ödem ve şişkinlik sorununa iyi gelen ürün, grip ve soğuk algınlığının etkilerini azaltmaya yardımcı oluyor. Doğal içeriği sayesinde hem vücudunuza hem de cildinize iyi gelecek gül suyu Kozvit.com güvencesiyle sunuluyor. Çok amaçlı olarak kullanabileceğiniz en uygun fiyatlı gül suyu çeşitleri Kozvit.com’da sizleri bekliyor.
